Erkeklik Hormonu Düşüklüğü Tedavisi

Erkeklik hormonu seviyeleri yetişkinliğin erken dönemlerinde zirve yapar ve yaş ilerledikçe düşer. 50 yaş ve üzeri erkeklerde meydana gelen cinsel isteksizlik, depresyon, iktidarsızlık, kas kütlesinin azalması, kilo alımı gibi birçok semptomun nedeni düşük erkeklik hormonu seviyeleriyle ilişkilendirilir. Düşen erkeklik hormonu seviyeleri yaşlanmanın normal bir parçası olsa da, bazı koşullar düşüşü hızlandırarak birtakım problemlere yol açabilir. Erkeklik hormonu düşüklüğü tedavisi, özellikle genç yaşta olan erkekler için önemlidir.

Erkeklik Hormonu nedir?

Yüksek oranda testislerde üretilebilen erkeklik hormonu, daha az oranlarda adrenal korteks tarafından salgılanabilen erkek cinsiyet hormonudur. Erkeklik hormonu erkeklerde çeşitli fiziksel, bilişsel, cinsel ve metabolik fonksiyonlar için gereklidir.

Ergenlik döneminde erkeklik hormonu; vücut ve yüz kılı, daha kalın ses ve kas gücü gibi erkeksi özellikler geliştirmeye yardımcı olur. Ayrıca sperm üretimi, kırmızı kan hücrelerinin üretimi, ruh halinin yükseltilmesi, kemiklerin güçlü tutulması ve düşünme yeteneğinin gelişmesi için de erkeklik hormonu gereklidir.

Öğrenelim: Hipogonadizm Nedir?

Düşük Erkeklik Hormonu nedir?

Erkeklik hormonu oranının olması gereken düzeyden daha az miktarda bulunması, erkeklik hormonu düşüklüğü olarak adlandırılır. Erkekler yaşlandıkça, erkeklik hormonu üretme kabiliyeti azalmaya başlar. 40 yaş civarındaki bir erkek için erkeklik hormonu düzeyi yılda %1-3 oranında azalmaktadır. Ancak bu doğal düşüşün yanı sıra, erkeklik hormonu üretimini yavaşlatabilecek birtakım koşullar da bulunmaktadır:

  • Sperm üretim bozukluğuna bağlı azospermik erkeklerin yaklaşık yarısında kanda erkeklik hormonu seviyelerini normalin altında olduğu tespit edilmiştir
  • Yaralanma,
  • Enfeksiyon,
  • Kemoterapi veya radyasyon tedavisi,
  • Genetik bozukluklar örneğin Klinefelter sendromu,
  • Hipofiz bozuklukları örneğin hipogonadotropik hipogonadizm
  • Steroid kullanımı,
  • Prostat kanseri ve kortikosteroid hormonlarını tedavi etmek için kullanılan ilaçlar,
  • Kronik hastalıklar, Böbrek yetmezliği, karaciğer yetmezliği
  • Stres,
  • Diyabet,
  • Alkolizm,
  • Obezite gibi faktörler düşük erkeklik hormonu seviyeleri üzerinde etkilidir.

Önerilen içeriğimiz: Testis Büyümesi Neden Olur, Tedavisi Nasıl Yapılır?

Erkeklik hormonu eksikliği nelere yol açar?

Erkeklik hormonu seviyesinin düşük olması birçok semptoma yol açabilir. Bazı belirtiler doğrudan erkeklik hormonu seviyeleri ile ilgili olarak gelişmeyen risksiz durumlar olsa da, bazıları ciddi sonuçlara yol açabilir.

Spesifik olmayan semptomlar şunlardır:

  • Düşük enerji seviyesi, dayanıklılık ve fiziksel güç
  • Zayıf hafıza,
  • Konuşabilme yeteneğinde gerilik,
  • Odaklanma güçlüğü,
  • Uyku sorunları,
  • Yorgunluk,

Riskli belirtiler ise şöyledir:

  • Cinsel performansta azalma,
  • Ereksiyon zorluğu,
  • Düşük sperm sayısı,
  • Azalan kas kütlesi,
  • Artan vücut yağı,
  • Vücut kıllarının dökülmesi
  • Açıklanamayan saç dökülmesi,
  • Sıcaklık hissi,
  • Düşük kemik yoğunluğu.

Erkeklik hormonu tedavisi için hangi doktora gitmeli?

Erkeklik hormonu seviyelerinde herhangi bir problemin mevcut olup olmadığının tespit edilebilmesi için bir üroloji uzmanına danışılmalıdır. Teşhis aşamasında tıbbi geçmiş, fiziksel inceleme, erkeklik hormonu seviyesinin ölçümü, hormon seviyelerinin ölçümü ve hipofiz bezinin kontrolü için MR istenebilir.

Semptomların gözden geçirilmesi ve seviyelerin günlük olarak dalgalanabilmesi nedeniyle çoklu kan testlerinin sonuçlarına dayanarak düşük erkeklik hormonu tanısı koyulur.

Düşük erkeklik hormonu tanısı mevcutsa, düşük erkeklik hormonu seviyelerine bağlı olarak gelişebilen diğer hastalıklar da incelenmelidir. Örneğin; düşük erkeklik hormonu kemik kaybını hızlandırabilir, bu nedenle osteoporoz tedavisine ihtiyaç olup olmadığını görmek için bir kemik yoğunluğu testi önerilebilir.

Erkeklik hormonu düşüklüğü tedavisi nasıl yapılır?

Erkeklik hormonu düşüklüğü tedavisi için birkaç semptomun bir arada bulunması gerekir. Düşük erkeklik hormonu seviyesi olmasına rağmen hiçbir belirtiyle karşılaşmamak da mümkündür. Sık rastlanan yorgunluk veya cinsel işlev bozukluğu gibi herhangi bir önemli belirti mevcut değilse tedavinin devam etmesi çoğu zaman gerekli değildir.

Erkeklik hormonu seviyelerinin hangi nedenle düşük olduğu, tedavinin planlanması için önemlidir. Örneğin; kilolu olmak veya ilaç kullanımı nedeniyle oluşan problemler, yaşam tarzı değişiklikleri ile yönetilebilir.

Çoğu erkek erkeklik hormonu tedavisi uygulandıktan sonraki 4 ile 6 hafta içinde semptomlarda iyileşme hisseder. Ancak, kas kütlesindeki artış gibi değişiklikler 3 ile 6 boyunca devam edebilir.  Tedavi öncesinde 50 yaşın üzerindeki erkeklerde mutlaka prostat spesifik antijen (PSA) bakılmalı ve prostat kanseri açısından muayene yapılmalıdır. Karaciğer enzimleri ölçümü, kan sayımı yapılmalıdır.

Sperm üretim bozukluğu olan erkeklerde eğer erkeklik hormonu düşüklüğü varsa kesinlikle dışarıdan erkeklik hormonu vermek sperm üretimini arttırmaz. Tetosteronun dışarıdan alınması aksine hipofiz bezinden salgılanan hipofiz hormonlarının salınımını baskılayarak sperm yapımının daha da azalmasına, uzun süreli kullanımda azospermi adı verilen menide hiç sperm olmaması durumuna yol açar. Bu nedenle infertilite tedavisinde erkeklik hormonu ilaçları kullanılmaz. Bunun yerine testislerden erkeklik hormonu salınımını arttırıcı ilaçlar veya östrojen erkeklik hormonu dengesinde bozulma olmuşsa bunu dengeleyici ilaçlarla erkeklik hormonu seviyesini arttırmayı sağlayan ilaçlar kullanılır. Böylece hem serum erkeklik hormonu değeri artmış hem de testis içerisindeki erkeklik hormonu seviyesi artarak sperm üretiminin artması amaçlanır. Özellikle hipofiz bezinden hipofiz hormonları salınımı olmayan (hipogonadotpik hipogonadizm) erkeklerde hormon tedavileri ile testisten hem sperm üretimini sağlamak hem de erkeklik hormonu üretimini artırarak menide sperm çıkışını sağlamak mümkündür.

Doç. Dr. Emre Bakırcıoğlu
Doç. Dr. Emre Bakırcıoğlu

Türkiye'de özellikle erkek üreme sağlığı üzerinde uzmanlaşmış Üroloji Uzmanı Doç. Dr. Emre Bakırcıoğlu.

Yorum Yapın

E-posta adresiniz yayımlanmayacaktır. Zorunlu alanlar * ile işaretlenmiştir.

Yorum Yapmak İçin Tıklayınız