Genel tıp eğitimimiz içinde cinsel eğitim, cinsel sorunlar ve tedavilerinin yeteri kadar yer aldığını söyleyebilmek ve diğer sorunları ile birlikte cinsel sorununu da doktoruna ileten hastanın, tatmin edici tedavi alabileceğini ileri sürmek mümkün değildir. Türkiye’de 2003 yılında tıp fakültelerinde lisans eğitimi almış araştırma görevlileri arsında yapılan bir çalışmada kişilerin %48’i erkek cinsel sorunları konusunda kendini yeterli düzeyde bilgili olarak görmektedir. Kadın cinsel sorunları söz konusu olduğunda bu oran %22 ye düşmektedir. Bu nedenle cinsel sorunlar konusuna özel ilgi duyan ve bu konuda uzman olan kişilere ihtiyaç vardır. Hastaların tedavi için başvurdukları hekimlerinin bu konuda ne kadar yeterli eğitim aldıklarını ve günlük pratiklerinde ne kadar cinsel konularda sorunları olan hastalara vakit ayırdıklarını bilmelerinde fayda vardır.

Cinsel fonksiyon bozukluğu nedeniyle başvuran bir erkeğin organik bozukluklarının değerlendirilmesinin yanı sıra psikolojik açıdan da değerlendirilmesi mutlaka yapılmalıdır. Cinsel işlevle ilgili problem sadece kişiyi değil aynı zamanda eşi de ilgilendiren ve birlikte ele alınması gereken bir sorundur. Dolayısıyla tedavi aşamasında eşinde bu konuda bilgilendirilmesi ve tedavi seçenekleri konusunda görüşünün alınması önemlidir. Her hastanın durumuna göre tedavi seçenekleri çiftlerle tartışılmalı ve çiftin görüşü alınarak uygulamaya geçilmelidir.

Oral medikal tedaviler invaziv olmaması ve potansiyel yararlarından dolayı erektil disfonksiyonun tedavisinde birinci basamak tedavi seçeneğidir. Oral tedavilerin başarısız kaldığı veya kullanımının kontrendike olduğu durumlarda idrar yolu içinden verilen damar açıcı ilaçlar veya penis içerisine uygulanan damar açıcı ilaçlar kullanılır. Ayrıca penis dışından uygulanan vakum cihazları denenebilir. Tüm bu seçeneklerin başarısız olduğu durumlarda penis içerisine cerrahi müdahale ile yerleştirilen penil protezler erektil disfonksiyonun tedavisinde kullanılan son seçenektir.