Bir çift hamilelik sorunu yaşadığında, bunun sebebinin kadına bağlı olduğunu varsaymak genel kanıdır. Pek çok kadın düzenli olarak kadın doğum uzmanlarını ziyaret eder. Çocuk sahibi olma ile ilgili endişelerini açıkça doktoruyla paylaşıma olasılığı daha yüksektir. Gerçek şu ki, çocuk sahibi olma sorunu hem erkekten hem kadından veya her ikisinden de kaynaklanabilir. Erkekte sorun olduğu zaman erkeğin üroloji bölümünde özellikle üreme sağlığı konusunda uzman bir üroloğa görünmesi gerekir. Bu yolla çiftler, erkekte düzeltilebilecek durumların tespiti ile doğal yoldan çocuk sahibi olabilir. Yardımcı üreme tekniklerinin önerilmesi ve öncesinde gerekli hazırlıkların yapılması çiftin zaman ve maddi kayıplarının önüne geçilmesini sağlar.
Mit: Erkeğe bağlı çocuk sahibi olma sorunu yaygın değildir!
İnfertilite, çiftlerin %15'ini etkiler. Genel olarak infertil çift, en az bir yıl boyunca düzenli olarak korunmasız cinsel ilişkiye girmesine rağmen gebelik oluşmaması durumuna denir. Kadınların infertilite sorununun kendi sorunları olduğunu varsaymaları yaygındır, çünkü gebelik kadın vücudunda meydana gelir. Erkekler, sertleşme ve boşalma ile ilgili sorun yaşamadıkları sürece kendilerinde sorun olduğunu anlayamazlar.
Gerçek: Erkekle bağlantılı sorunlar, gebe kalmaya çalışan bir çiftte kadına bağlı sorunlar kadar olasıdır ve 25 erkekten biri erkeğe bağlı infertilite sorunu yaşar. Tüm infertil çiftlerin yaklaşık %30'una bir erkek faktörü neden olurken, diğer %30'u bir kadın faktörünün sonucudur. İnfertilite vakalarının kalan %30-40'ı ya erkek ve kadın faktörüne bağlı bir kombinasyonudur ya da kesin nedeni belirsizdir. Siz ve eşiniz çocuk sahibi olma sorunu yaşıyorsanız, doğru bir teşhis için ikinizin de doktora (erkeğin ÜROLOĞA) gitmesi çok önemlidir.
Mit: Sperm kalitesi erkeğe bağlı infertilitede tek faktördür !!!
Gebeliğin oluşması sperm hücresinin yumurta ile birleşmesi ve döllemesi ile başlar. Gebe kalmak için yüksek kaliteli sperm gereklidir ve birçok insan, erkek üremesini etkileyen tek faktör olduğunu düşünür. Bir erkekte normal görünen meni varsa, sperminde sağlıklı olduğunu varsayarlar ve doğurganlık sorunları olmadığı kanısına kapılırlar.
Gerçek: Sperm kalitesi, erkek doğurganlığının önemli bir unsurudur, ancak tek faktör değildir. Düşük sperm sayısı veya düşük kaliteli sperm, erkek kısırlığının yaygın nedenleridir, ancak genel sağlık da önemlidir. Hormon seviyeleri, testis gelişimi, varikosel varlığı, geçirilmiş enfeksiyonlara bağlı kanalların etkilenmesi, prostatit ve kullanılan bazı ilaçlar erkeğin üreme sağlığını etkileyebilir. Ek olarak, kilo artışı hatta obezite, uyku bozuklukları, aşırı stres, beslenme alışkanlıkları, sigara içmek ve alkol kullanımı olumsuz etkileyebilir. Semen analizi, genellikle erkek kısırlığının teşhisinde ilk istenilen testlerin başında gelir, ancak diğer olası nedenleri dışlamak için erkeğin anamnezi ve fiziksel muayenesi de önemlidir.
Mit: Yaş erkeğe bağlı infertilitede önemli faktör değildir.
Bir kadının yaşlandıkça doğurganlığının azaldığı ve menopoza girdiğinde tamamen sona erdiği bilinmektedir. Erkekler, her yaşta çocuk sahibi olabileceğini ve erkek üreme sağlığının yaşla birlikte azalmadığını varsayar.
Gerçek: Yaş, erkek üreme ve kadın üreme sağlığını aynı şekilde etkilemez, ancak yine de önemli bir rol oynar. Yaşlandıkça sperm sayısı ve kalitesi giderek azalır. Aslında, 40 yaşın üzerindeki erkeklerin, bir denemeden sonraki bir yıl içinde gebe kalma olasılığı 30 yaşın altındaki erkeklere göre %30 daha azdır. Ayrıca 40 yaşına kadar erkeğin bedenine ve sağlığına gösterdiği veya göstermediği özen üreme sağlığını da olumlu ya da olumsuz etkiler.
Genel sağlık üreme sağlığını etkilediğinden, yaşla ortak olan bazı sağlık koşulları, yaşlanma üreme sağlığını da etkiler. Sertleşme sorunları, şeker hastalığı, hipertansiyon, belirli kanserler ve diğer sağlık sorunları yaşlı erkeklerde daha yaygındır ve ileri yaşta çocuk sahibi olmaya çalışıyorsanız üreme sağlığını etkileyebilir.