Mikro TESE Öncesi Erkeklik Hormonu Yükseltilmesi Başarıyı Etkiliyor mu ?

Ağustos 2012 Amerikan Üroloji Derneği’nin dergisinde yayınlanan ve sperm üretim bozukluğuna bağlı azospermik erkeklerde TESE operasyonları öncesinde tedavinin gerekli olup olmadığının araştırıldığı makaleyi sizlerle paylaşmak istiyorum. Bu makalenin son zamanlarda hastalar tarafında sıklıkla sorulan ‘üretim bozukluğu olan erkeklere Mikro TESE öncesi tedavi yapıyor musunuz?’ sorusuna da cevap getireceğini umuyorum.


Bu vesile ile sizlerle şu görüşlerimi paylaşmak istiyorum: Tıp camiasında doktorlar olarak bizler mutlaka hastalarımızdan elde ettiğimiz sonuçları istatistiksel değerlendirmelere alarak sonuçları hakkında bilgiler edinmeliyiz. Bu bilgiler ışığında kullandığımız tedavi yöntemlerinin etkinliğini ölçebiliriz ve karşılaştırabiliriz. Aksi halde yaptığımız tedavilerin hastalarımıza faydalı olup olmadığı konusunda elimizde bilimsel kanıtlar olmaz. Tıp alanında yapılan uygulamalar bilimsel verilere dayandırılmazsa o zaman  karmaşa ve sonuçların ne olduğu belli olmayan bilimsellikten uzaklaşmış bir uygulama doğar. Bu yüzden artık günümüzde ‘kanıta dayalı tıp’ diye nitelendirilen bir kavram doğmuştur.


Tekrar bu makaleye dönersek öncelikle bu çalışmanın Amerika’nın önemli infertilite merkezlerinden biri olan Cornell Ünivertsitesi Üroloji Bölümü’nde Dr. Peter Schlegel ile birlikte çalışan Dr. Jennefer Reifsnyder, Dr. Ranjith Ramasamy ve Dr. Jad Husseini tarafından yapıldığını belirtmek istiyorum. Dr. Ramasamy benim Cornell Üniversitesini ilk ziyaret ettiğim yıllarda stajyer doktor olarak Üroloji bölümünde çalışmaktaydı. İnfertilite konusuna ilgi duyduğundan o yıllardan başlayarak Dr. Schlegel’in hastalarından elde ettiği sonuçları değerlendirip Tıp Literatürüne önemli katkılar sağlayan çok değerli makaleler yayınladı.

 

Bu makalede erkeklik hormonu seviyelerinin normal seviyelere getirilmesinin üretim bozukluğuna bağlı azospermik erkeklerde mikro TESE yöntemi ile sperm bulunması ve sperm bulunan çiftlerde mikroenjeksiyon sonrasında gebelik elde etme ve doğum oranları üzerinde etkisi araştırılmış. Bu araştırmayla 1054 üretim bozukluğuna bağlı azospermi saptanan ve mikro TESE operasyonu geçiren erkeğin sonuçları değerlendirilmiş. Erkeklerin erkeklik hormonu değerleri düşük olanlarına testislerinden erkeklik hormonu hormonu üretimini arttıran ilaçlar verilerek hormon üretimi arttırılmaya çalışılmış. Yazarlar, mikro TESE’de sperm elde etme başarısının hormon düzeyi normal seviyelere gelen erkeklerle, düşük kalan erkekler arasında bir fark yaratmadığını yani serumdan bakılan erkeklik hormonu değerlerinin artmasının sperm bulma başarısını etkilemediğini görmüşler. Aynı zamanda düşük erkeklik hormonu seviyesi olan ve sperm bulunan erkeklerin elde edilen bu spermleri ile yapılan mikroenjeksiyon sonrasında gebelik ve canlı doğum oranlarında da herhangi bir farklılık saptanmamış. Sonuç olarak erkeklik hormonu hormonun kanda değerlerinin yükseltilmesi testis dokusundan sperm bulma ihtimalini arttırmadığı ve gebelik oranlarını etkilemediği bu makalede ortaya konuluyor.

 

Esasında bu çalışma, Dr. Schlegel’in daha önceleri Klinefelter sendromlu erkeklerde serum erkeklik hormonu değerlerinin ilaç tedavisi ile yükseltilmesinin mikro TESE’de sperm bulma şansını arttırdığını belirten bir başka çalışması ile çelişiyor. Bunu şu şekilde açıklayabiliriz: Vaka sayılarınız arttığı zaman istatiksel olarak sonuçlar değerlendirildiğinde farklılıklar doğabilir. Yazarların önceki makalelerinde verdikleri sonuçlar az sayıda hasta gurubunu içerdiği için ve sadece Klinefelter gurubunda bakıldığı için anlamlı bulunmuş olabilir. Yani vaka sayıları arttıkça anlamlı faydası olduğunu düşündüğümüz  tedavilerin fark yaratmadığının ortaya çıkabileceğini gösteren bir yazı bu. Yazımın başında belirttiğim gibi hastalarımızdan elde ettiğimiz sonuçlarımızı devamlı takip edersek ancak o zaman onlara ne kadar faydalı olduğumuz konusunda bilgi sahibi oluruz.

 

 

Doç. Dr. Emre Bakırcıoğlu
Doç. Dr. Emre Bakırcıoğlu

Türkiye'de özellikle erkek üreme sağlığı üzerinde uzmanlaşmış Üroloji Uzmanı Doç. Dr. Emre Bakırcıoğlu.

Yorum Yapın

E-posta adresiniz yayımlanmayacaktır. Zorunlu alanlar * ile işaretlenmiştir.

Yorum Yapmak İçin Tıklayınız