Yeterli sayıda sağlıklı spermlerin bulunması, sağlıklı bir hamileliği sağlamanın önemli bir parçasıdır. Kısırlık vakalarının yaklaşık %40’ı erkeklerde bulunan problemler sonucunda meydana gelmektedir ve bu oranın yüksek bir kısmı sperm azlığı nedenleri ile oluşmaktadır.
Düşük sperm sayısı, birçok erkeği etkileyen bir durumdur. Rutin olarak test edilmediğinden ve tipik belirtiler bulunmadığından, bu sorundan etkilenen erkekler sperm azlığının farkında değildir. Çoğu erkek, yalnızca bebek sahibi olmakta zorluk çekerken sperm sayısı hakkında fikir sahibi olur. Sperm sayısı düşük olan birçok erkek birtakım tıbbi destek neticesinde çocuk sahibi olabilirken, bazı durumlarda bu problem üreme sistemi ile ilişkili daha büyük bir sorunun işareti olabilmektedir.
Sperm azlığı nedir?
Bir erkekte, mili-litrede ortalama 15 milyon veya üzeri sperm hücresi bulunmalıdır. Toplamda menide en az 30 milyon sperm bulunmalıdır. Bu miktardan yalnızca birkaç yüz tanesi döllenmek için fallop tüplerine girmektedir. Bir erkeğin sperm sayısının düşük olması için, bu sayının mili-litrede 15 milyon sperm hücresinin altına düşmesi gerekir. Sperm azlığı, günümüzde hızla artmakta olan tıbbi bir problemdir. Sadece sayı değil sperm hareketliliği ve şekili de gebelik için önemlidir. 15 milyondan daha az spermin bulunması oligospermi, spermin hiç olmaması ise azospermi (azoospermia) olarak adlandırılmaktadır.
Öğrenelim: Sperm analizi nedir, yapılması için nasıl örnek verilmelidir?
Sperm sayısı azlığı belirtileri nelerdir?
- Sperm azlığını işaret eden belirtiler çok net değildir ve sperm kalitesinde veya miktarında olası bir sorun olduğunu gösteren ilk etken gebe kalmada zorluktur. Bununla birlikte, bazı erkekler cinsel dürtü, cinsel işlev veya ereksiyon sürdürme yetenekleri ile ilgili sorunlarla da karşılaşabilir.
- Hormonal problemlere dayalı olarak meydana gelen sperm azlığında, beyindeki hipofiz bezi etkilenir ve yorgunluk, cinsel istek azlığı gibi belirtiler oluşabilir. Bu belirtiler, hekimlerin hormonal testleri yapmaya yani sperm sayısında azalmaya yol açan erkeklik hormonu ve diğer hormon seviyelerini ölçmeye yönlendirebilir.
- Ereksiyon (sertleşme) veya boşalma problemleri, düşük cinsel dürtü, testislerde ağrı, testislerde ele gelen sertlik, rahatsızlık veya şişlik gibi sorunlar mevcutsa; kontrol amacıyla mutlaka bir Üroloji/Androloji uzmanına başvurulmalıdır.
Sperm sayısı azlığı nedenleri nelerdir?
Sperm üretimi, vücuttaki çeşitli organların çalışma biçimlerinde de sorunlar yaratabilen yaşam tarzı seçimleri, sistemik hastalıklar ve çevresel faktörlerden etkilenebilen karmaşık bir süreçtir.
Sperm sayısını azaltabilen riskli etkenler şöyledir:
- Obezite: Hızla yaygınlaşan obezite, vücut kitle indeksinin ve vücut yağının yüksek değerlerde olmasıyla ilişkili, aşırı kilolu olma halidir. Obezite, sperm üretiminde görevli olan erkeklik hormonu seviyelerini düşürerek sperm sağlığına zarar verir.
- Sigara içmek: Sigara alışkanlığının erkeklerde doğurganlığı azalttığı kanıtlanmıştır. Sperm hacmini, sperm sayısını ve sperm hareketliliğini, yüzme kabiliyetini etkileyebilmektedir. Sigara, tüp bebek gibi yardımcı üreme tekniklerini de daha az başarılı hale getirir.
- Alkol: Kronik alkol tüketimi, kısırlık ile ilişkilendirilmiştir. Alkol, iktidarsızlığa ve sperm kalitesinde düşüşe neden olmaktadır.
- Sıcaklık: Bir erkeğin testislerinin yeteri miktarda ve sağlıklı sperm üretmesi için, vücudunun diğer organlarından daha serin kalması gerekir. Testis torbası olarak bilinen skrotum, bu nedenle vücut bütünlüğünden uzaktadır. Jakuzi, sauna, hamam, termal kıyafetler, dar pantolonlar gibi etkenler; testislerdeki sıcaklığı arttırarak sperm sayısını azaltabilir.
- Çevresel toksinler: Kimyasal maddeler, kozmetik ürünleri, hava kirliliği gibi birçok faktör; kişinin maruz kaldığı toksin miktarını arttırmaktır. Vücutta biriken toksinler, başta sperm sağlığı olmak üzere birçok tıbbi probleme neden olabilmektedir.
İlginizi çekebilir: Sperm Sayısı Kaç Olmalı?
Hangi hastalıklar nedeniyle sperm kalitesi düşebilir?
- Varikosel: Erkek kısırlığının en yaygın nedenlerinden biri varikoseldir. Birincil erkek cinsiyet hormonu olan erkeklik hormonu düzeyleri, varikoseli olan erkeklerde daha düşük olma eğilimindedir. Erkeklik hormonunun düşmesi sadece libidoyu ve ereksiyonu sürdürme yeteneğini olumsuz yönde etkilemekle kalmaz, aynı zamanda normal sperm üretimini de azaltabilmektedir.
- Yapısal problemler: Önemli yapısal problemler arasında inmemiş testisler, sperm kanalı problemleri ve spermi taşıyan tüplerde tıkanmalar bulunur.
- Enfeksiyonlar: Özellikle epididimit veya orşitin neden olduğu iltihaplanma gibi enfeksiyonlar, sperm üretimini ve sayısını etkileyebilmektedir.
- Otoimmün hastalıklar: Bazı durumlarda, vücudun bağışıklık sistemi vücuda saldırır. Spermi, yabancı bir madde olarak yanlış tanımlayabilir ve sperm sayısını azaltarak vücuttan atma yönelimine geçer.
- Çölyak hastalığı: Glütene karşı geliştirilen hassasiyet olarak tanımlanan çölyak hastalığı, bazı durumlarda düşük bir sperm sayısı riski ile karşılaşma riskini arttırmaktadır.
- Kanser: Testisleri veya erkek üreme sisteminin diğer kısımlarını etkileyen tümörlerin, kısırlık üzerinde doğrudan bir etkisi olabilir. Ayrıca, kanser tedavilerinde kullanılan kemoterapi ve radyasyon tedavisi sperm kanallarında tıkanmalara, yara izlerine yol açabilir.
- Hormonal dengesizlikler: Hormonlar sperm üretimini tetikler. Vücutta herhangi bir hormonda gerçekleşen dengesizlikler; beyin, hipofiz ve testisler arasındaki hormonal sinyalleri durdurabilir.
Sperm sayısı nasıl arttırılır?
Sperm azlığı nedenlerine bağlı olarak, sperm sayısının arttırılması için birkaç uygulama vardır. Kanser, enfeksiyon veya testis tıkanığı gibi komplikasyonlar mevcutsa öncelikle hastalığı iyileştirmeye yönelik tedaviler gerçekleştirilmeli; daha sonra sperm sayısını arttırmak için müdahalelerde bulunulmalıdır.
Tıbbi durumların yanı sıra düşük bir sperm sayısına karşı en iyi tedavi, yaşam tarzını iyileştirmektir. Bebek sahibi olmaya çalışan erkekler kişisel sağlıklarını dengeli bir diyetle, düzenli egzersizle yönetmeli ve zararlı alışkanlıklardan uzak durmalıdır. Ayrıca sağlıklı bir yaşam tarzının benimsenmesi, sperm azlığına yol açan hormon dengesizlikleri üzerinde de olumlu etkilere sahiptir.