Mikroenjeksiyon Nedir, Nasıl ve Kimlere Uygulanır?

Çocuk sahibi olamama problemi her 8 çiftin 1 in de görülmektedir. Aslında sıkça görülen bir problem olmasına rağmen çoğu durumda da tedavi edilebilmektedir. Bebek sahibi olmakta zorluk yaşayan çiftlerin yaklaşık yarısında, kısırlığın nedeni erkek faktörü yani spermler ile ilişkilidir. Mikroenjeksiyon, erkek faktörüne bağlı kısırlığın başarı oranı en yüksek tedavisidir. Tüp bebek yöntemi ile birlikte uygulanan mikroenjeksiyon tekniği, spermin doğrudan yumurtaya enjekte edilmesini içermektedir. Sperm sayısı veya kalitesi ile ilgili sorun yaşayan bir erkeğin tüp bebek tedavisi öncesinde mutlaka konunun uzmanı bir Üroloji uzmanı veya Androloji uzmanı tarafından değerlendirilmesi gerekir.

Mikroenjeksiyon nedir?

İntrasitoplazmik sperm enjeksiyonu (ICSI) olarak bilinen mikroenjeksiyon, tek bir spermin ince bir cam iğnede toplandığı ve her bir yumurtaya doğrudan enjekte edildiği laboratuvar prosedürünü ifade etmektedir. Bu yöntem, laboratuvarda uzman ekipman kullanan deneyimli embriyologlar tarafından gerçekleştirilir. İlk olarak 1992 yılında denenmiş olan mikroenjeksiyon, yeni tıbbi çalışmalarla birlikte geliştirilerek günümüzde de sıkça uygulanmaya devam etmektedir.

Mikroenjeksiyon kimlere uygulanır?

Mikroenjeksiyon, standart bir tüp bebek prosedürünün yetersiz olduğu durumlarda önerilmektedir. Bu yöntemle düşük kaliteli bir yumurta hücresinin döllenmesi genellikle başarılı sonuçlar vermemektir. Sağlıklı yumurta hücresinin, yetersiz bir sperm hücresiyle döllenebilmesi için geliştirilmiştir.

Okumanızda fayda var: Tüp Bebek Nedir, Nasıl Yapılır?

Mikroenjeksiyon uygulanabilecek durumlar şöyledir:

  • Normal değerlerde bir erkeğin sperm sayısı, her bir mililitre ejakülasyon başına 15 milyon ve üzeri olmalıdır. Düşük sperm sayısı, mikroenjeksiyon ile çözümlenebilmektedir.
  • Eğer bir erkek anormal derecede düşük bir sperm hareketliliğine sahipse ICSI tekniği kullanılabilir.
  • Sperm morfolojik bozukluğu olan erkeklerde normale yakın sperm formları seçilerek mikroenjeksiyon uygulaması yapılabilir.
  • Erkekte anormal derecede yüksek antisperm antikorları görülüyorsa, bu durum immünolojik kısırlığa neden olur. Kadın vücudu sperme bakteri veya virüs gibi davranır; spermi yok etmek için çalışır. Alınan sperm numuneleri yıkama işleminden geçirildikten sonra mikroenjeksiyon yöntemiyle yumurta hücrelerine enjekte edilir.
  • Erkeğin sperm üretebilmesi ancak spermin dışarıya çıkamaması halinde veya sperm üretim bozukluğu nedeniyle çok az ve testis içerisinde bölgesel üretim olan erkeklerde sperm testislerden cerrahi olarak çıkarılarak mikroenjeksiyon tekniği uygulanır. Bkz https://emrebakircioglu.com/azospermia

Mikroenjeksiyon aşamaları nasıl uygulanır?

  • Yumurtalıkların uyarılması: Normal bir yumurtlama döngüsünde, her ay bir yumurta olgunlaşır. Bir mikroenjeksiyon döngüsünde tedavinin başarı şansı artıracağı için birçok olgun yumurtaya sahip olmak gerekir. Birden fazla yumurtanın mevcut olması için yumurtalıklar uyarılmalıdır. Yaklaşık 8 ile 14 gün boyunca enjekte edilebilir folikül uyarıcı hormon (FSH) ve luteinize edici hormon (LH) ilaçları kullanılır. Tetikleyici enjeksiyon, bu evresindeki son adımdır. İnsan koryonik hipofiz hormonları (hCG) enjeksiyonu gelişmekte olan yumurtaların, olgunlaşma sürecini tamamlamasına yardımcı olur.
  • Yumurta alımı: Yumurta alımı yaklaşık 20 dakika süren bir işlemdir. Acı hissi olmaması için hafif sedasyon uygulanır. Uzman, foliküllerde yumurta içeren sıvının alınması için ultrason eşliğinde her bir yumurta içine bir iğne yönlendirilecek ve hücreler toplanacaktır.
  • Spermin alınması: Erkekten ejakülasyon yoluyla sperm numunesi alınır. Laboratuvarda yıkanıp hazırlanan spermler arasından en sağlıklı olan hücreler seçilir.
  • Döllenme: Normal şartlar altında toplanan spermler ve yumurtalar, doğal seleksiyonun gerçekleşmesini sağlamak için laboratuvar ortamında bir araya getirilir (IVF). Fakat doğal yöntemle döllenmenin gerçekleşemediği durumlarda mikroenjeksiyon tekniği kullanılabilir. İşlem sırasında her yumurtaya mikro iğne ile tek bir sperm enjekte edilecektir. Ertesi gün, döllenmenin gerçekleştiğini doğrulamak için gözlem yapılır.

Mikroenjeksiyon prosedürü yalnızca olgun yumurta hücrelerine uygulanmalıdır. Yumurtalar çıkarıldıktan sonra 3-6 saat boyunca kuluçkada bekletilir. Eğer olgunlaşmamışsa, ertesi güne kadar inkübatörde bırakılabilir. Kullanılacak olan yumurta hücresi seçildikten sonra, spermin başı cam iğneye sabitlenir. Bu sırada yumurta, başka bir pipetle hafifçe emilerek sabit tutulur. Mikroenjeksiyon çok hassas bir prosedürdür. Yumurta zarının elastik olması, iğnenin oluşturduğu deliğinin hızla kapanması anlamına gelir. İşlem, daha sonra mümkün olduğu kadar çok yumurta veya sperm için tekrarlanır.

  • Embriyo transferi: Embriyo gelişimi döllenmeden sonra başlar. Bir embriyolog, gelişmekte olan her embriyoyu 5 ila 6 gün içerisinde inceler. 5. veya 6. ünde embriyo blastosist aşamasına ulaşır. Hedef, en kaliteli embriyoları aktarmaktır. Embriyolog, transfer kateterine (çok ince pipete benzer kanül) embriyoları yükler ve kateter yardımıyla embriyo rahim içine yerleştirilir. Bu esnada bir abdominal ultrason, prosedür boyunca görsel rehberlik sağlar. Embriyo transfer edildiğinde kateter yavaşça çıkarılır. Embriyo transfer işlemi normal vajinal muayene işlemi gibidir. Çok hassas olan kadınlar için hafif sedasyon gerekebilir, normalde anesteziye gerek yoktur.
  • Gebelik testi: Tüm aşamaların başarıyla tamamlanmasından itibaren 2 haftalık bekleme süreci başlar. Gebeliğin oluşup oluşmadığı tespit etmek için kan numunesi alınır ve hCG hormonunun beta zinciri kısmı ölçümlenir.

Mikroenjeksiyon riskleri nelerdir?

Tedavinin ilk aşamasında gerçekleşen yumurtalıkların uyarılma aşaması nedeniyle baş ağrısı, vajinal akıntı, sıcaklık hissi, göğüslerde hassasiyet gibi yan etkiler oluşabilir.  Hormon ilaçları nedeniyle nadir oranda yumurtalıkların aşırı uyarılması sendromu yaşanabilir. Böyle bir durumda tıbbi yardım gerekir.

Mikroenjeksiyon ile gerçekleşen gebeliklerde düşük yapma yaklaşık %20, ektopik hamilelik oranı %5’tir.

Birden fazla embriyo yerleştirildiğinde, üçüz bebek riski %1’in altındayken, ikiz oranı %10’un üzerindedir. Çoğul gebeliklerde düşük, düşük doğum kilosu ve erken doğum riski fazladır.

Yumurta toplama aşamasında yumurtalıklarda kanama, rahim veya diğer kan damarlarında deformasyon gibi komplikasyonlar görülebilir.

Mikroenjeksiyon mu tüp bebek mi tercih edilmelidir?

Tüp bebek tedavisi, yumurta hücrelerinin laboratuvar ortamında spermler tarafından doğal olarak döllendirilmesidir. Yumurtalar ve spermler bir petri kabına konulur ve doğal seçilimle yumurtalar döllenir.  Mikroenjeksiyon ise sperm sayısı, hareketliliği anormal derecede düşük olduğunda ve sperm yapısı bozukluğunda kullanılan özel bir tüp bebek prosedürüdür.

Doç. Dr. Emre Bakırcıoğlu
Doç. Dr. Emre Bakırcıoğlu

Türkiye'de özellikle erkek üreme sağlığı üzerinde uzmanlaşmış Üroloji Uzmanı Doç. Dr. Emre Bakırcıoğlu.

Yorum Yapın

E-posta adresiniz yayımlanmayacaktır. Zorunlu alanlar * ile işaretlenmiştir.

Yorum Yapmak İçin Tıklayınız